Social Icons

www.isvecteyasam.com

12 Eylül 2006

Birşey yapmadan beklemek kötü bi'şeymiş..

Bugün vize başvurumun 12. günü ve hala bir sonuç yok..Dün Louise, Emrah'ı aramış ve İsveç konsolosluğundan benim vizemin çıktığını söylemiş..Emrah'ta beni aradı ve bende hemen konsolosluğu aradım ama sadece İsveç'ten vize verme sürecinin hızlanması için talep geldiğini fakat şuanda hala vizemin çıkmadığını söyledi.. Birkaç dakikalık heyecenım kursağımda kaldı..Hala bekliyorum sonuç olarak..

İsveç öncesi Bursa..

Geçen cumartesi İsmail ile Bursa'ya Kenan'ın yanına giderek 2 hafta öncesinde yaşanan Kenan'ı satma operayonunu affettirmeyi amaçladık... Döndüğümüzde başarmıştık.. :)
Bursa'da Kenan ve Ebru ile buluşarak Küçük bir İznik Anadolu Lisesi mezunları buluşması yaşadık.. Nede olsa hepimiz okullarımızı ya bitirmiştik, yada bitirmek üzereydik.. Ayrıca Kenan çalışmaya başlamıştı bile.. Pazar sabahı kahvaltı için İnkaya'ya tarihi Çınar'a gittik..Gözleme yedik.. Tepelere doğru çıkıp yol kenarıda böğürtlen topladık.. epey eğlendik.. Eee birde cumartesi akşamı Kenan'da buz gibi biralarımızı yudumladık..
Güzeldi yani..Fakat öyle görünüyor ki, İsveç'e gitmeden önce son biearaya gelişimiz oldu bu.. Tabi benim vize çıkmamakta bu kadar ısrarcı olmaya devam ederse son buluşmamız olmayacak..

07 Eylül 2006

Bekle babam bekle..

Vize başvurumu yapalı tam bir hafta oldu ve hala birşey yok ortada.. Dün konsolosluğu aradım ama henüz çıkmadığını söylediler.. Üstelik telefondaki kadın en az 3-4 hafta içinde çıkacağını söyledi.. Moralimi bozdu..

İstanbul İstanbul İstanbul

İstanbul.. Gecen hafta boyunca hep İstanbul'daydım ve bu şehir ilk defa bana bu kadar güzel gözüktü.. Bunun sebebi belki daha önceki gidişlerimin hep kış aylarında olmasıydı, ama asıl sebebin bu olduğunu sanmıyorum. Bu gidişimin asıl sebebi vize başvurumu yapmaktı ve yaptımda.. Ama nasıl? İstiklal Caddesinde koşturara koştura yetiştim ve sonunda başvuruyu yaptım.. Ama asıl anlatmak istediğim İstanbul'da cuma günü gezintimizdi. Cuma günü saat ikide taksim meydanında (o kadar koştuktan sonra iyice öğrendim ve zaten bildiğim tek yerdi İstanbul'da) buluştuk. Önce İstiklal de biraz dolaştıktan sonra, Eminönünde Galata Köprüsünde balık ekmek yedik.. Balık öyle çok aradığım bir yiyecek olmasa da o gün nedense bana çok tatlı geldi.. Ardından Beşiktaşa oradan Bebek sahillerine gittik ve oradaki evlere hayran kaldığımı söyleyeyim laf arasında.. Dondurmalarımızı yedik.. Bol bol yürüdük..yürüdük..yürüdük... F.S.M. Köprüsünün altından geçerken dilek tuttuk ama kabul olur mu bilmiyorum :P Baltalimanı sahilinde kahve içip fal baktık.. Ardından Emirgana gidip, çay içtik.. Artık hava karamaya başlamıştı ve bizde beşiktaştan vapurla kadıköye döndük..
İstanbul o gün çok güzel gözüktü gözüme, daha önce hiç olmadığı kadar güzel hemde.. Dedim ya çok yürüdük, iyice yorulduk.. Ama kendi adıma koşusursam ben çok keyif aldım o günden.. O günün mimarı Tuğba'ya gerçekten çok teşekkür etmek lazım..Çok teşekkür ederim Tuğba..O gün eksik olan tekşey yanımıza fotoğraf makinası almamamızdı..
Bu arada unutma bir daha ki sefere İstanbul'un tarihi yerlerini gezeceğiz..
 
Blogger Templates