Social Icons

www.isvecteyasam.com

28 Temmuz 2013

Şanghay Yuyuan Bahçeleri ve Pazarlık Kültürü

Yuyan Bahceleri
Gelecek hafta bir haftalığına güzel bir durum nedeniyle Türkiye'ye gideceğim. Tabi insan Çin'de olunca aileninde senden bir tomar Çin mali beklentisi oluyor. Dün bende gideyim etrafa bakinayim biraz dedim. Bu sebeple Şanghay'a varışımın daha ilk günü arkadaşların beni götürdükleri ama benim biraz jetlag biraz da yorgunluktan pek birşey anlamadığım Yuyuan bahçelerine gittim. Konunun detaylarına girmeyeceğim çünkü bende çok fazla birşey bilmiyorum bahçelerin tarihçesi hakkında. Beni m bugün yazacağım konu Çin'de pazarlık yapma olayı.

Yuyuan bahçelerinin olduğu bölge tamamen klasik Çin binalarıyla dolu. Hani uzakdoğu diyince
ilk aklımıza gelen eğik üçlü çatıları olan evler varya işte onlardan. Kendinizi tam anlamıyla Çin'de hissediyorsunuz.

Bölge tamamen hediyelik eşya satan birçok küçük dükkânla dolu. Fiyatlar nasıl derseniz, fiyatları Türkiye ile aynı. Buda birşey alırken ben buna Türkiye'de olsa kaç para verirdim diye düşünmek ise yarıyor. Kazık yememek manasında. Bende başlarda etrafı incelemeye, fotoğraf çekmeye başladım (Fotoğraf makinamin ekranı kırıldığı için resimleri ancak küçük yarı-akıllı telefonumla çekiyorum o sebeple kaliteleri çokta iyi sayılmaz - Ama haftaya yeni telefonum elime geçiyor. Onunla daha iyi resimler cekebilecegim elbette.). Sonra bir iki ufak şey aldım. Sonrasında bir elbise bakıyordum ama sadece bakıyordum yani almayacaktim. O sırada satıcı kız yanıma geldi ve düzgün bir ingilizceyle alıp almak istemediğimi sordu. Sonrasında aramızda gerçekleşen dialog şöyle;

Satıcı Kız (SK)-Almak istiyorsan fiyatı 160 Yuan (Hesap makinasına yazıp gösterdi)
Ben (B) - Hayır sadece bakıyorum. Sağol! - (Pazarlık yapmaktan hiç haz almayan biri olarak ben gitmeye yeltendim gerçekten)
SK - Tamam gel, sana 140 Yuan.
B - Tamam eyvallah ama gerçekten almayacağım.
SK - 120 diyelim, ikimizde mutlu olalım?
B - Yok yok.. (Artık ulan pazarlığın içinde buldum kendimi, devam etsem mi ki acaba diye düşünmeye başladım..)
SK - Tamam, gitme.. Gel 100 yaptım.
B - Tamam ama hala pahalı diyorsun bence.. (Artık daldım pazarlık olayına..Bakınız: Annem)
SK - Sen ne kadar verebilirsin buna?
B - En fazla 30, ki onuda vermem çünkü gerçekten almak istemiyorum. (Artık alaçam ama naz yapıyorum..)
SK - 75?
B - Olmaz.. (O sırada telefonum çaldı ve bende yorulmaya başladım pazarlıktan..) En son birşey yap ikimizde mutlu olalım?
SK- 50 ama bu son..
B - İki tane alsam?
SK - Hala 50 her biri için..
B - Tamam bir tane alıyorum ver bakalım..

Sonunda 160'dan 50'ye aldım ama sanırım gene de kazık yedim. :) Böylece Çin'de ilk pazarligimida yapmış oldum. Ayrıca pazarlık yapmamın güzel bir yani varmış onu da gördüm. İnsan sonunda zafer kazandığını hissediyor ama sonra bir iki dükkan ötede aynı ürünü yarı fiyatına görünce aslında kazık yediğini anlıyor. :)



Benim bu ilk olaydan çıkardığım birkac ders:

1. Asla siz rakam vermeyin. Önce onların ilk hatta ikinci indirimlerini bekleyin.
2. Vereceğiniz rakamı yaklaşık 8-10'da biri bir rakamdan başlatın ki ortada bir yerde buluşun sonra.
3. Anladığım kadarıyla gerçek fiyatlar söylediklerinin 4'te biri oluyormuş. Tabi çok abartanlarida gördüm.
4. Ayrıca alırken ben buna Türkiye'de ne kadar verirdim diye sorun kendinize.
5. Ne yaparsanız yapın, sonunda o kazanacak. En iyisi fiyatı cekebildiginiz kadar çekin aşağı. Ama sonunda iki dükkan sonra aynı ürünü daha ucuza bulacaksınız. :)
6. Ürünü bırakıp gitmekten korkmayın, çünkü aynı üründen birçok yerde bulacaksınız, ki zaten gitmenizi satıcı kendisi engelleyecektir.

Yuyuan bahçeleri gidip görülecek yerler listenizin başında olmalı. Ayrıca pazarlık yapmayı seviyorsanizda, Çin tam size göre..




1 yorum yapıldı!.:

 
Blogger Templates