Social Icons

www.isvecteyasam.com

26 Şubat 2011

Tsaf ve Seminerler



Size hiç TSAF'den bahsetmiş miydim? Evet, evet etmiştim. Doğruyu söylemek gerekirse, ben sürekli olarak TSAF'nin aylık buluşmalarına, çay muhabbetlerine gidiyordum ama bunca eğitimli insanı biradraya getiren bir organizasyonun sadece çay muhabbetlerinden başka etkinlikler yapmasını istemekteydim, ki zaten bunu zaman zaman dile getirmiştim. Fakat bu dönem TSAF yeni yönetimi ile yeni bir şekle büründü diyebiliriz. Yeni başkanı Hakan Akıllıoğlu ile çok daha etkili işler yapacak gibi görünüyorlar, ki yapmayada başladılar bile.


Bu yeni etkinliklerden biriside bilgilendirme seminerleri şeklinde olmakta. Önceki hafta Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih- Coğrafya fakültesinden Neşe Seçkin'di. Konu olarak ise "Türkçemizin kökeni, yabancılaştırılması ve korunması" idi. Bende etimolojiye meraklı biri olaraktan elbette seminerdeki yerimi aldım.

Seminer başlarda keyifli gidiyordu ve konuşmacı Türkçenin tarihinden bahsediyordu ama bu bölüm epey kısa geçildi ve aslında bilmediğimiz bir bilgide verildi diyemem.


Ardından konuşmacı Türkçe'nin bugününü anlatmaya başladı ve genelde dilin maruz kaldığı dış etkilerden ve halkın dili yanlış kullanmasından, Türk Dil Kurumu ve Dil Derneğinin birlikte çalışmayıp, arasındaki çatışmaların dilin gelişmesini etkilediğini anlattı, yabacı kelimelerin dilde çok kullanılmasından yakındı.  Konuşmanın ilk yarısı bu şekilde geçti ve diğer yarısı ya ilk bölümün tekrarı yada sadece türkçede bugün kullanılan yabancı kelimeleri teker teker saymakla geçti. Ayrıca insanların neden bazı Türkçe kelimeleri kullanmadıklarından yakınıldı.


Genel olarak Türkçe'nin kontrol altında tutulmasından bahsetti ama ben kendisine bu konuda katılmıyorum. Çünkü bence dil yaşayan bir kavramdır ve sürekli olrak bir değişim geçirmektedir. Dilde kullanılırken yapılan hatalar aslında dile yeni şeyler katar.  Ki ayrıca Türkçe'de hep böyle olmuştur. Birde Türklerde bir alışkanlık vardır. Ne zaman bir konuda yeni kelimeler gerekti genelde bu kelimeleri toplu paket halinde başka bir dilden almışız. Mesela bakınız meyve-sebze isimleri nereden gelmekte, yada tüm dini, ruhani kelimeler nereden gelmekte gibi.. Şimdide elbette Türkçe ingilizcenin bombardımanı altında ama buda bence Türkiye'nin ekonomik teknolojik anlamda diğer ülkerden geri olmasından kaynaklanmakta. Çünkü eğer bizde birşeyleri ilk bulan üreten olsak elbette ki isimlerini biz koyardık. Bakınız.. yoğurt, baklava.. 

0 yorum yapıldı!.:

Yorum Gönder

 
Blogger Templates