İsveç'ten son durumlar - 5 (Mutlu haberler)

Geçen aydan beri birşeyler yazamadım ama bu ayda da gene birçok şey oldu hayatımda.. Hem de bu sefer çok büyük şeyler oldu.

Öncelikle geçen ay paskalya tatilinde iki senedir planladığımız Japonya tatilini gerçekleştirdik ve ben Japonya'ya aşık oldum. Harika bir hafta geçirdik. Muhteşem lezzetli yemekler yedik. Hayatımdaki en lezzetli sushi ile en garip yemekleride Japonya'da yedim. Fuji dağından muaazzam etkilendik, Sakuraların (Kiraz çiçekleri) saatlerce Hanami ( Kiraz çiçeklerini izleme, kutlama) yaptık. Sakuraların Japonlar için ne kadar önemli büyük bir etkinlik olduğunun farkına vardık.

Anna'nın dünyalar sevimlisi babannesi ve halası ile tanışma fırsatım oldu. Dünyanın en hızlı treni shinkansen ile yolculuk yapıp, Fuji'nin eteklerinde yeşil çay içtik. Öğrendiğim birkaç kelime japonca ingilizceleri Türklerden pek farklı olmayan Japonlarla bol bol resim çekilip, konuşmaya çalıştık. Meşhur Sky Tree'nin yüksekliğini, ne zaman halka açılacağını yüzlerce farklı japondan dinlemek zorunda kaldık. Japonya'da da Türk dönercileri bulup, japon dönerinin tadına baktık. Bol bol gezip, bol bol resimler çektik. Sonunda Japonya'ya gene gitmeye karar verdik, bu sefer ben japonca öğrenipte gideceğim. :)

Şimdi master tezine başladım. Geçen yazıda yazdığım gibi Sandvik Coromant isimli şirkette teze başladım geçen hafta. İlk hafta genelde evrak işleri, benim oturacağım odanın ayarlanması, bilgisayarın temini, giriş çıkış kartının düzenlenmesi ile geçti diyebilirim. Şirket maalesef Stockholm'de değil, o sebeple Gimo (şirketin bulunduğu şehir, aslında köyde diyebiliriz)' ya gitmem gerekiyor. Önce tren sonra otobüsle Uppsala'dan aktarmalı olarak Gimo'ya ulaşabiliyorum ve yaklaşık 2 saat sürüyor. Neyse ki, şirket bana bir misafirhane ayarladı ve sadece hafta başında gidip, hafta  sonunda geri dönüyorum Stockholm'e. İlk hafta misafirhanede internetimde yoktu ve kendimi epey yalnız hissettim. Yanında kimse olmayınca epeyde sıkıcı oldu. Artık Anna ve arkadaşlar sağolsunlar bütün geçemi telefonla doldurdular. :)

Tez, Gimo ve Sandvik Coromant üzerine bilgisayarımda günlük tutmaktayım, belki ilerde onları bir blogta toplarım, böylece tez arama aşamasında, tez süresince ne gibi zorluklar karşılaştım, neler yaşadım ve bunların nasıl üstesinden geldim yada gelmeye çalıştığımı paylaşabilirsem, birçok insan açısından faydalı olabilir.

Geçen ay, son aylarım gibi çok karanlık geçmedi. Önceki aylarda epey sıkıntılı bir süreçten geçtim. Tez bulaçam diye uğraşırken, bir yandan da işlere bakıyordum ama her iki alandada sanırım yüzlerce hayır cevabı aldım. Epey iç karartıcı değil mi? Evet öyle ama genede yüzlerce evet yüzlerce yere hem iş hemde tez için başvuru yaptım ve sonunda geçen ay tezide buldum, işi de... :)

Hatırlarsanız geçenlerde Rolls-Royce Marine'e iş görüşmesi için gitmiş, sonrada reddedilmiştim. Daha doğrusu ilk yedektim. sonrada blogtan birkaç yazı halinde herşeyi paylaşmıştım ya, işte o Rolls-Royce Marine geçen hafta Japonya sonrası gene aradı ve bir kez daha görüşme yaptıktan sonra ise kabul edildim. yani iş konusunda herşey bir anda yoluna girdi. Tezide, işide bulmuş oldum bir anda.. Ama dediğim gibi son 6 ay çok sıkıntılı geçmişti benim için. İş hakkında detayları yakında netleştiği vakit yazacağım.

Şimdilerde tezle uğraşmaktayım ve yaz ayları içinde bitirmem gerekiyor. Tatılsız bir yaz beni bekliyor ama sonunda ışık var ya, o yeter.. :)